21 Ağustos 2014 Perşembe


BAZENLER


Bazen cıvıl cıvılsındır, bazen sessiz, bazen hoyrat bir rüzgar gibi için içinden taşar, bazen öfken ruhuna sıçrar bazense başını önüne eğer kabul edersin gerçeği. Bazen gitmek ister gidemezsin, bazen kalmak ister yapamazsın, bazen kırılmışlığının hüznünü yaşar, bazen zorlu yolları aşarsın. bazen kimseyi istemezsin yanında, bazen kendine bile ağır gelir varlığın. Sonra birden ayağa kalkarsın bazen, kendini güçlü hisseder yola çıkarsın, başın dimdik... ruhun arınmıştır tüm kirlenmişliğinden. Bazen de hıçkıra hıçkıra ağlarsın geçmişin tozlu sayfaları arasında gezinirken, bazen affetmekte zorlanır, bazen herşeye rağmen sımsıkı sarılırsın. Yaprağın kaderi düşmektir bazen, illa kalsın istersin sonbahara inat. Bazen tüm yaprakları toplayıp çöpe atarsın, yeniden dalların çiçek açmasını beklersin sonra umutla. Bazen de beklemeye gücün kalmaz, dalgalar gibi coşmak istersin delice, bastığın yer umrunda bile olmadan koşmak istersin sürprizlerle dolu geleceğine.

 Diyeceğim o ki dostlar : sakın sanmayın ruhen büyüdükçe hep mutlu, hep mutlu insanlar olacağız. Olamayız ve de olmamalıyız çünkü mutluluk daima devam eden bir çizgi değildir zaten öyle olsaydı adı mutluluk olmazdı. Önemli olan insanın tüm duygularına sımsıkı sarılabilmesidir. Yeryüzünde Tanrıyı oynamaya çalışmanın lüzumu yok. Ağladığında insan, ağlamasını sevmeli, öfkelendiğinde ya da güldüğünde yüzünün aldığı hali... Bazen çiçek açıp bazen solmaktır hayat. Unutmayın, solmayan çiçek olmaya çalışmak bahçıvanın elinden kurtulup bir tüccarın mağazasını süslemeye benzer. Ölü, ruhsuz ve satılık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder