21 Ağustos 2014 Perşembe


REHBERLİK ÜZERİNE
Bizler çocuklarımızın sadece rehberleriyiz. Onlar bizim rehberliğimizi seçmiş, biyolojik olarak bizim fakat ruhsal olarak evrenin çocuklarıdır. Bir köye öğretmen olarak atandıgimizda nasıl cesmenin yerini, okulu, meydani bize öğretenler köylülerse bizler de çocuklarımıza yasami tanıtmakla görevliyiz sadece. Çeşmenin, okulun, meydanın yerini gösterdiği icin köylünün kendini öğretmen sanmasi kadar saçmadir kendimizi çocuklarımızdan üstün görmemiz. Asil öğretmenler onlardır ve bizler sadece evlatlarimizin rehberi olabiliriz bu hayatta, onlarin Seçtigi sevgi dolu rehberler... onların insan olduğunu unutuyoruz çoğu zaman. Kizdiklarinda saygısızlık yaptıklarını düşünüyor, kızlarımıza gülmeyi, erkeklere ağlamayi yasakliyoruz. Yanımızda sıkıldıklarinda, dışarı cikmak istediklerinde şımarıklik ettiklerini söyleyip suçluyoruz. Onlara iyi özelliklerinden cok kötü bulduğumuz özelliklerini söylüyor, sürekli elestiriyor ve emirler yagdirarak adam etmeye çalışıyoruz. Bizlerden sevgi ve takdir görmek için uslu çocuk oluyorlar, büyüyüp yetişkin olduklarında duydukları öfkeyi ifade edemeyen, arkadan konuşan kaypak tiplere dönüşüyorlar. Sevdikleri zaman belli etmekten çekiniyor, kendilerinin olumlu özelliklerini göremiyor kendilerini değerli bulmuyorlar. Onlari mutsuz, doyumsuz ve sevgisiz bir hayata mahkum etmeye hakkımız yok. Bu cocuklar her yerde.bazen 50 yasinda bir dindar bazen 30 yasinda bir barmen... gercek su ki: cogumuz kendini reddetmis, utanca bozulmuş, degersiz olduguna inanan ve kendine güvenmeyen yetişkin çocuklarız. Önce icimizdeki çocukla barışalim yeniden. Tabi hâlâ yaşıyorsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder