21 Ağustos 2014 Perşembe


Bir çocuk dünyaya gelirken DNA yazan hücreler her seferinde bir kaydırma yapıyorlarmış, birebir aynısını çizmeyi başaramıyorlar yani. Böylece annesinin ya da babasının birebir kopyası olmayan, tamaman özgün, eşsiz bireyler dünyaya geliyor  Yani her seferinde hata yapıyorlar diyorum anlasanıza...

 Belki resme biraz büyük bakmak gerekiyordur, belki bambaşka, eşsiz bir gelecek içindir bizim de yaptığımız onca hata.

 Belki böyle herşey çok daha güzel olacaktır.

 Belki bambaşka bir tadı olacaktır hissettiğimiz rüzgarın.

 Sohbetlerimiz daha bir keyifli olacaktır belki.

 Hem Belki

 birlikte yaşlanmakla

 birlikte büyümenin farkını idrak ettiğimiz için hayallerle gerçekler aynı zaman diliminde hayat bulacaktır...

 Biz de böylelikle izlemek yerine yaşarız belki,

 kavganın bile bir onuru olur.

 Uğruna mücadele ettiğimiz büyük hedeflerimiz olur, başarınca gururla ışıldayan gözlerimiz...

 

 Aynaya daha sık bakarız belki,

 Belki daha çok severiz kendimizi

 ya da kendimizi daha çok sevmemizi sağlayan o birini, onun gözlerini,

 gözlerinde gördüğümüz aksimizi...

 

 Cebimizde çok para varken sıkıntıdan patlayan biz, simit yiyip ayran içerken bir kaldırımda,

 dünyanın en mutlu insanları oluruz belki...

 

 Kimbilir...

 

 Saçıma kırmızı bir karanfil takıp çimenlere uzanmak,

 rüzgarı hissetmek istiyorum bu ara.

 Yaprakların arasından sıcacık sızan güneşin gözlerimi kamaştırmasını sonra...

 Sonra da yüreğimi bir tüy gibi yumuşacık sarmalamasını...

 

Yüzümde durduramadığım bir gülümsemeyle gıdıklanıyormuşçasına sohbet etmek istiyorum o köşe başında.

 Kimseyi umursamadan hem de,sarhoş olmadan...

 

 yıllar önce okuyup çok etkilendiğim bir kitabın soru işareti var bu ara aklımda

 Yarın diyordu ölecek olsan...

 

 Ne yapardık hakkatten?

 Ben her sabah bu soruyu soruyorum kendime. Yapabildiğim kadarını yapıyorum,

 yapamadıklarım

 belirsiz bir geleceğe kalıyor...

 Sonra ben de herkes gibi susuyorum o zaman...

 Bin kez sustuğum için susuyorum belki de böylesine... ya da susanlara duyduğum sevgiden, belki biraz da öfkeden...

 Belki annelerimizin bizi döverken hırslanıp, hızını alamadıkları gibi tekmelemek geldiği içindir içimden...

 

 Sahi YARIN ölecek olsan...

 

 Yarın var mı gerçekten?

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder