14 Ekim 2014 Salı

Evren, konuştuğumuz dili bilmez. O, dalga boyumuza uygun gerçeklikleri karşımıza çıkartır. Hangi frekanstan yayın yapıyorsak o frekansa uygun kişi ve olaylar hayatımıza çekilir. (Çekim yasası denilen şey budur. Öyle para istiyorum deyince, 'hoop o para geliversin' gibi bir işleyiş söz konusu değil. Daha önce de söylediğim gibi Başınıza gelen herşey ne söylediğinizle değil ne hissettiğinizle ilgilidir. O paraya kendini layık görüyor musun, hakettiğini düşünüyor musun, en önemlisi yürekten istiyor musun birşeyi yürekten istersen o uğurda çalışır, onunla yatıp onunla kalkarsın. İstediklerimizi gerçekten istiyormuymuşuz yani ;)) hep söylerim, bizler yıldızlar gibi titreşen, güneş gibi patlamalarla evrene ışık saçan mucizevi varlıklarız. Düşüncelerimiz, duygularımızı, duygularımız, frekans değerimizi ve frekans değerlerimiz yaşayacağımız hayatı belirler. Yarını değiştirmek istiyorsak bugünü değiştirmekle işe başlamalıyız o zaman. Yarın sağlıklı bir bedene sahip olmak istiyorsak bugün spora başlamalıyız, yarın kendimizi mesleğimizde başarılı bir insan olarak görmek istiyorsak bugün çalışmaya başlamalıyız. Buna da karma yasası denir. Bugün aldığımız kararlardan yarın sorumlu olacağız ve sonuçlarına katlanacağız yani.
Bu, şu demektir önce düşüncelerini sonra duygu durumunu değiştir ki kendine güzel bir gelecek yarat ve hayatının sorumluluğunu üzerine almaya başla. 'böyle yazılmış' demek tamamen yanlış bir inanç kalıbıdır ve hep dışarıdaki bir güç tarafından yönetilen, potansiyelini kullanamayan, yaşam oyununda pasif kalan insanlar ortaya çıkartır. Insan, potansiyelini hisseder fakat kullanamazsa hayatının anlamı kalmaz, kendini mutsuz hisseder. O potansiyelle doğduk, ortaya çıkarmak için önce bize öğretilenleri unutup, korkularımızdan, kaygılarımızdan, kendimize dair inandırılmış olduğumuz olumsuz kodlamalardan arınmamız gerekli.
Peki Öyleyse gelecek diye birşey yazılmamış mı yani? Hayır, yazılmış bir gelecek yok. Hani derler ya geleceği Allah'tan başka kimse bilemez, hiçbir varlık gaipten haber getiremez diye. Doğrudur geleceği kimse bilemez çünkü gelecek henüz yaratılmadı. Yaratacak olan BİZLERİZ. BUGÜNKÜ hislerimiz YARINI oluşturacak...


 Allah elbette ne yaşayacağımızı, nerede manevra yapacağımızı bilir ama kader dediğimiz şey bizim bugünkü davranışlarımız, düşüncelerimiz ve duygularımızla oluşturmaya başladığımız gelecekten başka birşey değildir. Falcılar da bunu yapar işte. Bugün ki duygu durumunu yani auranı okuyup olası gelecek senaryolarını söyler.


Söylediklerimden "kader yoktur" anlamı çıkarılmamalı. Hangi ülkede, kaç yılında doğduğumuz, anne- babamız, kardeşlerimiz bizim KADERimizdir. Değiştirilmesi mümkün olmayan birtakım unsurlardır bunlar. Bu unsurlar, bizim hayat oyunundaki derslerimizi belirler.


   Evren, Tanrı'nın yarattığı muhteşem bir mekanizmadır. O sadece bu düzeni yaratmıştır ve yarattığı düzen muazzam bir şekilde işlemektedir. Bir işletim sistemi gibi. O, yarattı sadece şimdi sistem kendi kendine işlemeye devam ediyor. Hangi düğmeye bastığımızda hangi programın açılacağını o program içinde yer alan seçenekleri ve bizim neden o programı açtığımızı, ne yapmak istediğimizi, bu niyete göre hangi sekmeleri açıp hangi seçenekleri tercih edeceğimizi biliyor. Fakat asla müdahale yok.özgür irade de budur işte. Niyet diyorum öyleyse çok önemli ;)) Böyle yani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder